Okumayın!

Okumayın!

- 4 mins

Peki neden okumayın diyorum? Kıymetli okurlar, sevgili misafirler bugün size eğitim hayatımda gördüğüm olaylar ve çektiğim sıkıntılar yüzünden bu tavsiyeyi veriyorum.

En başından alalım. Lisenin bitişinden yani üniversite sınavlarının başlangıcından. Eğer doğru düzgün lise eğitimini almadıysanız ve politik olarak ülkenin durumu son dönemdeki gibiyse yaşayacağınız kafa karışıklığı Einstein uzay için öngördüğü sonsuzluk tanımıyla yarışacaktır. Benim zamanımda YGS ve LYS vardı. Malum YGS alan seçimi yapacaklar için barajı aşmak ve alan seçimi yapmayanlar için direk geçiş sınavıydı. Gel gelelim bu sınavın gecesinde sen kalk hasta ol. Sabah uyandığında acayip bir bel ağrısıyla uyan sonra sınava git ve sınava gittiğinde girdiğin salondaki gözetmen senin ilköğretim Matematik hocan olsun. Ve tabi ilköğretim Matematik dersinde de sen o hocanın gözünde yetersiz izlenimi bıraktığından sınav zamanı matematik bölümüne geldiğinde arada sırada gelip senin ne yapıp yapmadığına bakarak üzerinde psikolojik baskı kursun. Bilmiyorum belki ben yanlış hissetmiş olabilirim. Ama siz olsaydınız nasıl hissederdiniz?

YGS’yi bir şekilde geçtim. Elimizden geldiği kadarını yapmaya çalıştım. LYS’de de Matematik-Geometri ve Fen Bilimleri sınavına girdim. Buraya kadar çalışmalarımız herkesçe malum. Çoğumuz bu aşamaları geçene kadar saatlerimizi, günlerimizi, haftalarımızı verdik. Tam 4 sene aldığımız eğitimin -tabi şanslıysak almışızdır- meyvesini toplayacağımız sınavlardı bu sınavlar. Peki bu sınavlar neden yapılıyor? Her birimizin bilgisini ölçerek bizi sıralamaya koyup yeterliliğimiz ölçüsünde bizi uygun üniversiteye yerleştirmek için değil mi? Evet dediğinizi duyar gibiyim.

Fakat arkadaşlar, özellikle mühendis adayı arkadaşlar size sesleniyorum! Bu eğer böyleyse biz neden mühendislik bölümünün ilk sınıfında temel vermek amaçlı Matematik ve Fizik dersleri alıyoruz? Bizim lisede gördüğümüz türev ve integral başka evrenlerde mi işliyordu? Lisede gördüğümüz Fizik dersinde h = (1/2)*g*t^2 idi de üniversitede başka mı? Ve işin ilginç tarafı biz bu derslerden kalıyoruz. Ben Fizik 2 dersini daha bu dönem verdim. 5 sene aynı dersi alıp durdum. Çalışmamışsın gelip burda atıp tutuyorsun diyebilirsiniz haklısınız da. Ama ben Fizik 1 ve Matematik derslerinin hepsini ilk seferinde verdim ve onlar için de aynısını söylüyorum.

Özellikle şu sıralar boğuştuğum bir ders var 4 senedir veremedim. Kalın harflerle yazayım Diferansiyel Denklemler. Bakın bu dersin kendi hocası bile “Sizin işinize pek yaramaz” diyor.

via GIPHY

Ve bu Hoca 4 senedir veremediğim bu dersin her final haftasında şunu söylüyor: “İnşallah seneye görüşmeyiz…“ Bu söze 3. seneden sonra aldırış etmemeye, tam tersi vuku bulacak şekilde inanmaya kendimi alıştırdım. Çünkü her sene otomasyanda Diferansiyel Denklemler dersinin karşısında 1 notunu görmekten bıktım. Hiç istisna olmadı mı? Oldu tabi ki. Hiç unutamam 15 almıştım bir keresinde.. O gün arkadaşlarla parti yapmıştık..

via GIPHY

Bu dersin tek ders sınavına kaldım ve sınava girdim. Emin olun sorular sadece benim için değil benimle birlikte sınava giren 12 kişiye -biri ikinciye tek ders sınavına giriyordu bu dersten- de zor geldi. Ve muhtemelen kalırım diye Trakya Üniversitesi’nin yaz okuluna kayıt oldum. Düşünün tek bir ders için doğru düzgün ne iş görüşmelerine gidebiliyorum ne de olduğum yerde kalabiliyorum. Arada yaşadığım maddi sıkıntılarsa cabası.

Benim okuduğum okul Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi. Eğer buraya gelme gibi bir niyetiniz varsa, özellikle Bilgisayar Mühendisliği için konuşuyorum, gelmeyin. Hocalara laf söylemek bize düşer mi düşmez mi bilmiyorum. Fakat değerlendirmeyi YÖK adlı kuruluş yapmadığı için ben öğrenci olarak yapmak zorunda hissediyorum kendimi. Hocaların çok azı hariç yeni teknolojilerden haberi yok. 18. yy’dan kalma bilgileri sana yükleyip mezun ediyorlar. Yazılım Geliştirici olmak istiyorsanız hiç bir şekilde diplomaya ihtiyacınız yok. İnternette sınırsız kaynağa ulaşabilirsiniz.

Ülkedeki sayılı üniversiteler dışındaki üniversitelere gitmeyin, eğer çok geç kalmadıysanız ve şuan ilköğretim okuyorsanız size de tavsiyem sayılı liseler dışındaki liselere de gitmeyin. Gerekirse açıktan okuyun ve zanaat öğrenin. Bunu içtenlikle söylüyorum. Bana bu şekilde tavsiye kimse vermedi. Verecek olsaydı dinler miydim bilmiyorum. Ama en azından tavsiye veren oldu derdim. Fakat inanın bana dikkate almanız gereken bir tavsiyedir bu. Cehalet ile boş bilgi yüklenmek arasında hiçbir fark yoktur. Ülkedeki çoğu üniversitede bunu yaşıyorsunuz işte. Son dönemdeki eğitim sistemindeki karmaşıklığı da yaşamamak için bu yoldan çıkmanızı kendinizi daha düzgün geliştirmenizi tavsiye ederim. Bu zamandan sonra liseyi tam bilemem ama üniversite okumak tamamen zaman ve para kaybıdır.

Hani derler ya “Babam beni üniversite mezunu edene kadar 12 sene sigortamı yatırsaydı şimdiye emekli olurdum” diye. Heh aynen o şekil… Size işin daha istatistiki ve felsefi tarafıyla anlatmak isterdim fakat hisler istatistikle anlatılmaz. O yüzden mazur görün.



Bu arada biraz ilham almak istiyorsanız son dönemlerde izlediğim National Geographic’in belgesel dizisi Genius‘u tavsiye ederim. İlk sezonunu Albert Einstein‘ın hayatını konu alıyor. Tekrar izleyebileceğim nadir dizilerden. Umarım siz de beğenirsiniz.

Ahmet Sina Ustem

Ahmet Sina Ustem

iOS Developer.

comments powered by Disqus
rss facebook twitter github youtube mail spotify instagram linkedin google google-plus pinterest medium vimeo stackoverflow reddit quora